AVUKATLARIN SESİ KESİLİRSE, YURTTAŞLARIN NEFESİ KESİLİR


AVUKATLARIN SESİ KESİLİRSE, YURTTAŞLARIN NEFESİ KESİLİR

Tekirdağ Barosu tarafından; Barolarla ilgili olarak nispi temsil, çoklu baro, seçim süreci değişiklikleri girişimleri ve tüm sürece ilişkin 17 Haziran Çarşamba günü saat 13.00 de Tekirdağ Süleymanpaşa ve diğer ilçelerdeki Adliye önlerinde eş zamanlı basın açıklaması yapıldı. Şarköy Adliye Binası önünde gerçekleştirilen Basın Açıklamasına Tekirdağ Barosu Şarköy Temsilcisi Av. Kemal Sezgen ve ilçemizdeki avukatlar katıldı. Tekirdağ Barosu Şarköy Temsilcisi Av. Kemal Sezgen tarafından okunan basın açıklaması şöyle: Değerli meslektaşlarımız, Kamuoyunda Barolar ve Meslek örgütlerinin yapısının yasal düzenleme ile değiştirileceği hususu basına yansımıştır. Ancak gerek Adalet Bakanlığı'nda gerekse TBB'de böyle bir çalışma olmadığı belirtilmiş olmasına rağmen Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklaması ile bu husus ülke gündemine girmiştir. Ancak bugüne kadar bu husus ne birlik başkanımız Metin Feyzioğlu ile ne de 80 Baro Başkanı ile görüşülmüş durumdadır. Geçtiğimiz hafta TBB Başkanı Metin Feyzioğlu ve aralarında Tekirdağ Barosu Başkanı Av. Sedat Teknecinin de bulunduğu 31 Baro Başkanı; Adalet Bakanı Sayın Abdülhamit Gül ve Kamu Denetçiliği Kurumu Başkanı Şeref Malkoç ile 19 Mayıs ve 1 Haziran tarihli TBB ve 80 Baronun ortaklaştığı basın bildirilerinde ortaya koyduğu kararlılık doğrultusunda görüşmüş ve TBMM'de grubu bulunan partilerle de görüşme yapılarak düşüncelerimiz anlatılmıştır.

Bugüne kadar Avukatlık Kanunu üzerinde yapılacak değişikle ilgili ne TBB ne de Barolar ile bir bilgi paylaşılmıştır. Basına yansıyan bilgilere göre çoklu baro sistemi yargı camiamıza çok zarar verecektir. Bilindiği üzere Türkiye Cumhuriyeti üniter bir devlettir. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin yargı kısmının üç kurucu unsurundan biri savunma makamı olup savunmanın örgütlendiği yer barolardır. Nasıl ki tek vatan, tek millet, tek bayrak ise tek baro da olmalıdır. Nasıl ki çoklu mahkeme, çoklu savcılık, çoklu Yargıtay, çoklu Anayasa Mahkemesi olamaz ise çoklu baro da olmamalıdır. Aksi taktirde siyasi düşüncesine, etnik kimliğine ve mezhebine göre baroların kurulması söz konusu olacaktır. Bu durum da ülkemizin üniter yapısına aykırı birçok oluşumların önünü açacaktır. Yine çoklu baro olması halinde yargıçların ve savcıların iradeleri de etkilenmiş olacaktır. Birçok yargıç veya savcı, avukatın bağlı olduğu baroya göre karar vermesi halinde bu durumdan en çok yargı camiası zarar görecektir. Ekonomik olarak zor durumda olan halkımıza ücretsiz hukuki yardım sağlayan Adli Yardım, CMK sistemleri bozulacaktır.

Yönetimlerde ve delege seçimlerinde nisbi temsil uygulamasını da kabul etmek mümkün değildir. Nisbi temsil uygulandığı taktirde baro yönetimlerinde yönetim zafiyeti oluşacağı gibi temsilde adalet düşüncesi de büyük yara alacaktır.

Bir devletin demokratik niteliğinin göstergesi hukuk devleti ve evrensel hukuk ilkelerinin tüm kurumlan ile işler halde olmasından geçer. Hukuk devleti ancak güçlü, bağımsız ve tarafsız bir yargı erkinin varlığı ile hayat bulur. O nedenle; Cumhuriyetin kuruluş felsefesine, Anayasanın 135. Maddesine aykırılık teşkil eden bu tasarı aynı zamanda Cumhuriyetimizin köklü kuruluşlarından biri olan baroların da demokratik yapısını bozacak, baroları işlevsizleştirilecektir. Eğer bu düzenleme geçer ve barolara tanınan Avukatlık Kanunu 76. ve 95. Maddelerinde yer alan hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak maddeleri kaldırılırsa; kadına yönelik şiddette, çocuğun cinsel istismarında, adil yargılanma hakkında, İstanbul Sözleşmesinin uygulanmasında, işkence ve kötü muameleye karşı mücadelede, demokratik ve laik düzeni savunmada, doğanın talan edilmesine karşı açılacak çevre davaları ve buna benzer birçok davada halkımız savunmasız kalacaktır. Getirilmek istenen tasarı avukatların sesini kesme tasarısıdır. Unutmayalım ki "Avukatların sesi kesilirse, yurttaşların nefesi kesilir."

Saygılarımızla,


Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski