ŞARKÖY KADIN PLATFORMU'NDAN 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

 


Şarköy Kadın Platformu 8 Mart 2023 Çarşamba günü ilçemiz Cumhuriyet Meydanında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle bir basın açıklaması düzenledi.                                  

Basın Açıklamasına Belediye Başkan Yardımcısı Yasemin Çavuşoğlu, Belediye Meclis Üyesi Gülten Yanık, CHP Şarköy İlçe yönetim kurulu üyeleri, CHP Kadın Kolları üyeleri, Şarköy Kent Konseyi Kadın Meclisi üyeleri, Eğitim-İş Şarköy İlçe temsilcisi Deniz Eşme, sendika yöneticileri, sendika üyesi öğretmenler, Eğitim-Sen Şarköy İlçe Temsilcisi Melek Tüysüz,sendika yöneticileri, sendika üyesi öğretmenler, Şarköy Ekolojik Yaşam Kültür Derneği Başkanı Hasan Erkan Karabıyık,dernek yöneticisi ve üyeleri, Mimarlar Odası Şarköy Temsilciliği adına Leyla Kurtoğlu ve Şarköylü kadınlarımız katıldı. 

İlk basın açıklamasını CHP Şarköy Kadın Kolları adına Av.Reyhan Şahin okudu. CHP Şarköy Kadın Kollarının Basın açıklaması şöyle; "Değerli kadın kardeşlerim,Bugün 8 Mart Dünya emekçi  kadınlar günü. Gönül isterdi ki bugünü, haklarını almak için verdikleri mücadelelerde yitip giden kadınlarımızı anmanın yanında var olan haklarımızı yüceltmek adına da coşkuyla kutlayalım. Ancak her geçen gün dünyada ve ülkemizde yaşananlar bizi o coşkudan biraz daha uzaklaştırıyor. Malumunuz bugün, dünyada tüm kadınların eşit şekilde yaşamak için verdiği mücadelelerin başlangıcı olan ve acı kayıplarla sonuçlanan olayların neticesidir.1857 yılında Amerikanın  Newyork eyaletinde greve giden dokuma işçilerinin fabrikalarına kilitlenmesi ve çıkan yangında barikatları aşamayan 129 kadının hayatını kaybetmesiyle başlayan hak arayışı, eski Rus takvimiyle 23 Şubat yani 8 Martta yine tekstil işçisi kadınların başlattığı greve köylü kadınların da katılması, açlık ve yoksulluğa karşı meydanları doldurmasıyla devam etmiştir. Rusyada Çarlığın yıkılmasıyla sonuçlanan Ekim Devriminin fitilini ateşleyen bu olaylar neticesi 8 Mart Emekçi Kadınlar günü, 1922 den itibaren resmi olarak kutlanmaya başlamış, 1977 de Birleşmiş Milletler tarafından, emekçi kelimesi çıkartılarak Dünya Kadınlar günü olarak resmileşmiştir.Böylece emek kelimesi cümleden çıkarılmış, aslında cümlenin içi boşaltılmış, yıllar süren mücadele ve bu uğurda yiten canlar yok sayılmıştır.Oysa emek yalnızca işçi sınıfında çalışmak değildir, emek sırf kadın olduğun için yaptığın her hangi bir işin daha eksik sayılmasına karşı verilen mücadeledir. Emek her gün hayatın her alanında varlığını kanıtlamaya çalışmaktır. Emek bir evin sorumluluğu, bir evin mutfağı, bir çocuğun yetiştirilmesidir.

Kadın her gün ekonomik, sosyal, politik alanda, günlük hayatta ve iş hayatında ayrımcılığa maruz kaldığı ve ötekileştirildiği için, eşitlik ve bağımsızlık adına, daha iyi yaşama ve daha iyi çalışma koşulları için mücadele etmektedir.Bugün yine toplumdaki eşitsiz anlayış yüzünden deprem bölgelerinde de en büyük zorluğu kadın kardeşlerimiz yaşamaktadır.Depremde eşini, ailesini, evini, çocuğunu kaybetmiş olmanın derin travmasının yanında,gündelik düzenin getirdiği yükleri de taşımak zorunda kalmaktadır.Deprem felaketinde hayatını kaybeden kadınlarımızı rahmetle anıyoruz. Kalbimiz bu nedenle her türlü zorluğa göğüs germek zorunda kalan kadın kardeşlerimizle birliktedir.Erkek şiddeti deprem felaketinde bile son bulmamış, bir erkek evi yıkılan, çocuklarıyla birlikte kendisine sığınan eski eşini kaynar suyla haşlamıştır.Kadınları korumak için çıkarılan yasalar, yapılan düzenlemeler toplumda karşılık bulmadığından kadın şiddeti ve cinayetlerinin de son bulması mümkün olamıyor. Sırtı sıvazlanan erkek sokakta rahatça dolaşmaya. eylemlerini artırmaya devam ediyor.                             Yakın zamanda ilçemizde de maalesef bir kadın cinayeti vakası yaşandı. Bu olayda hayatını kaybeden Ayşenur Akkurt'u rahmetle anıyoruz.Toplumda vicdan ve değer azaldıkça kadınların haklarından değil yaşam hakkından vücut bütünlüğünden bahsetmek zorunda kalıyoruz.Oysa kadın medeniyettir, gelişimdir, sürdürülebilir, eşit ve kalkınmış bir toplumu inşa etmenin yolu kadınlarımıza her alanda eşit fırsatlar tanınması ve yaşatılması ile mümkündür.Atatürk'ün önderliğinde kadınlara eğitim ve çalışma hakkı,seçme ve seçilme hakkı, medeni haklar verilmiştir, saygı ve minnet duyuyoruz.Ancak bu haklar kadınlarımızın Kurtuluş savaşından itibaren verdiği mücadelelerin bir sonucudur ve halen daha toplumda tam olarak karşılığını bulamamıştır.Bugün hak arama mücadelemiz, günlük hayatta, iş hayatında ve aile hayatında devam etmektedir.Çünkü biz kadınlar, Sadece 8 Martta görünür olmakla yetinmek istemiyor her zaman sesimizin duyulmasını istiyoruz.Can güvenliğimizden şüphe duymadığımız sokaklarda bir yaşam istiyoruz. Korunmak değil güvende olmak istiyoruz. Kadın haklarının konuşulmasını değil zaten hakkımız olanın bizde var olmasını istiyoruz.Herhangi bir cinsiyetin egemen olmasını değil eşitlik olmasını istiyoruz. Hayatta kalmayı başarabilmek değil hayatı doya doya yaşamak istiyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliği istiyoruz.Cinsel ve sınıfsal sömürünün sonlanacağı, kadının emeğinin hak ettiği değeri bulacağı, eşit, özgür ve demokrasi dolu yarınların umuduyla 8 Mart Dünya emekçi kadınlar günümüz kutlu olsun. Kadınlık kutlu olsun.Eğitim-Sen adına basın açıklamasını Eğitim-Sen Şarköy İlçeTemsilcisi Melek Tüysüz okudu. Eğitim-Sen'in basın açıklaması şöyle:

"ÖFKEMİZLE İSYANIMIZLA KADIN DAYANIŞMASINI ÖRÜYOR YAŞAMI YENİDEN KURUYORUZ!                 

Kadınlarının dayanışma ve mücadeleyi örgütledikleri renkleriyle, sözleriyle eylemleriyle bir araya geldiği isyanını eyleme dönüştürdüğü 8 Mart hazırlıklarımızın devam ettiği tarihlerde 6 Şubat günü 11 ili kapsayan, 20 Şubat günü Samandağ merkezli depremler yaşadık.Kapitalist ataerkinin rantı önceleyen insanı ve doğayı hiçe sayan politikaları on binlerce yaşamı sevdiklerinden bizlerden kopardı. Siyasi iktidarın doğal felaket diyerek kendi sorumluluğunu görmezden gelen tüm sorumluluğu doğaya atan, kader ile açıklayan tutumuna karşı bizler yaşanan kayıpların kapitalizmin doğa ve insan düşmanı politikalarının bir sonucu olduğunu bu haliyle sürdürülebilir olmadığını söylüyoruz, ve söylemeye devam edeceğiz.Merkez üstü Pazarcık ve Elbistan olan ve tüm ülkeyi derinden etkileyen yıkıcı iki depremin ardından, öncelikli etkilenen illerde bulunanlar başta olmak üzere, zor günler yaşamaktayız. 11 ili kapsayan ve yaklaşık 16 milyon insanı etkileyen depremlerin sonucunda, on binlerce insan hayatını kaybetti,milyonlarca insan evsiz kaldı ve geriye kalan milyonlarca insanın ruhsal durumlarında ise ağır travmalar bıraktı.Enkaza dönen kentlerden sağ kurtulabilen, yakınlarını kaybetmenin ağır travmasını yaşayan kadınlar bir taraftan da güvenlik endişesini yaşamakta, göçe,yoksulluğa, salgın hastalıklara ve şiddet riskine karşı en savunmasız toplumsal kesimi oluşturmakta.Türkiye Dünya'da kadın işsizlik oranının en yüksek olduğu, kadın yoksulluğunun en fazla ve kadın istihdamının en düşük olduğu ülkelerden biriyken deprem ile birlikte bu daha da derinleşerek devam edecek. Yaşanan deprem ile birlikte derinleşen eşitsizliklere eşlik eden yoksulluk toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle de birleşince önümüzdeki sürecin kadınlar açısından yaşamın her alanında güvencesizliği, bakım yükünü,şiddeti arttıracağı aşikar. Bu süreç önümüze daha fazla örgütlenme, daha fazla mücadele etme ve daha fazla dayanışma sorumluluğunu bizlere yüklüyor.Eğitim-Sen olarak deprem bölgesine yardımlarımızı kadın hijyen kitlerimizi ulaştırmaya ve bölgede görev almaya  devam edeceğiz. Kaybettiğimiz binlerce canın sorumluları kimlerdir,  biliyoruz. Enkazın altında ölüme mahkum olan canlarımız, yıkılan kentlerimiz, sökülen güllerimiz, susan kuşlarımız, tarifsiz kederimiz için elimizden kimsenin alamayacağı şeyi, ortak kederimizi, bir insanlık mirası gibi uzun yarınlara taşımak için geçtiğimiz 6 Mart'tan itibaren her gün 21'de sen de  pencerende bir mum yak eylemimize ayın 16'sına kadar devam edeceğiz. Unutmayacağız, unutturmayacağız.Öfkemizle isyanımızla kadın dayanışmasını örüyor yaşamı yeniden kuruyoruz.Yaşasın Kadınların Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü! Yaşasın 8 Mart Yaşasın Kadın Mücadelesi."

 

Eğitim-İş Şarköy İlçe Temsilciliği adına basın açıklamasını Belma Bayır okudu. Eğitim-İş sendikasının basın açıklaması şöyle:

"KADINLAR ÖZGÜRLEŞMEDEN TOPLUM ÖZGÜRLEŞEMEZ                                            

 "8 Mart 1857 yılında New York'ta tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadın düşük ücretlerini, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için greve gitti. Greve müdahale edilmesi sonucu 129 kadın işçi yanarak öldü.1910 yılında 2. Enternasyonal Kadın Konferansı'nda, 17 Mart 1970 yılında ise Birleşmiş Milletler tarafından 8 Mart "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak ilan edilmiştir.O günden beri tüm dünyada, 8 Mart Emekçi Kadınların sömürüye, baskıya ve eşitsizliğe karşı öfkelerini haykırdığı mücadele günü olarak anılmaktadır.Kadına nasıl giyineceğini, nasıl güleceğini, ne kadar doğuracağını dayatan, dayatabileceğini düşünen zihniyetin yönettiği 2023 Türkiye'sinde karşımıza çıkan acı tablo şudur:                  

Kadın cinayetleri giderek artmış, katillerin sadece takım elbise giydiği için ceza indirimleri alması, bu artışta hatırı sayılır bir rol oynamıştır. AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılında 66 kadın cinayetlere kurban gitmişken, ardan geçen 21 yılda katledilen kadın sayısı 8 bine dayanmıştır.                                        Kadına şiddet oranlarında, insanlığın utançtan boynunu bükeceği kadar büyük bir artış yaşanmıştır. Tehdit aldığını, canından endişe duyduğunu devletin kolluk kuvvetlerine bildiren kadınların bile katledilmesi, umursamazlığın acı göstergeleri olmuştur. Türkiye, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri konusunda OECD ülkeleri arasında ilk sırada gelmektedir. OECD ülkeleri ortalaması yüzde 21,6 iken, Türkiye'de bu oran yüzde38'dir.Böylesi bir çağdışılık ancak eğitim ve devletin doğru politikalar üretmesiyle son bulacakken hem eğitim hem de devlet politikaları bu hapsedilmeyi, bu görünmezliği körükleyecek şekilde dizayn edilmiştir.Okula gitmesi gereken yaşta kız çocuklarının hala gelin yapıldığı ülkemizde, ders kitaplarına dahi kadının toplumdaki rolünün evden ibaret olduğuna ilişkin çağdışı safsatalar girmiştir. Deprem bölgesindeki tüm  yurttaşların temel insan hakları ihlal edilirken, özellikle kadınlar ve çocuklar bu süreçten daha fazla etkilendi. Güvenlik riskiyle karşı karşıya kaldılar. Hatay'da, bir kadın, depremde evi hasarlı olduğu için 2 çocuğuyla birlikte evine dönmek zorunda kaldı.Eski eşi tarafından üzerine uyurken kaynar su dökülerek yakıldı. Tek yaşayan kadınlara aile olmadıkları gerekçesiyle çadır verilmeyerek barınma hakları ihlal edildi ve ayrımcılık yaşadılar. Güvenlik şüphesiyle çadır kentlerde kalmak istemeyen kadınlara güvenli alan sağlanmadı.Devlet ve kolluk kuvvetleri acilen bu güvenlik riskini ortadan kaldırmalı kadınlar ve çocuklar için güvenli alanlar oluşturmalıdır. Eğitim-İş olarak vurguluyoruz: Kadın-erkek eşitliği, sadece kadınların sorunu değil, uygarlaşmada bir eşiktir. Kız çocuklarının okumalarına ayrıca önem veren, onları sosyal hayata katan, onlara dünya ülkelerinin  birçoğundan önce seçme ve seçilme hakkı vererek eşit bireyler olduğunu ilan eden Mustafa Kemal Atatürk ve yol arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyete yakışmayan tabloyu değiştirmek,Cumhuriyet devrimlerini rotası kabul eden her yurttaşın görevidir.Bu nedenle acilen: İstanbul Sözleşmesi ve 6284sayılı kanun etkin bir biçimde uygulanmalıKamu kurumlan ve yerel yönetimler tarafından kreş, gündüz bakım evi, hasta ve yaşlı bakım evleri gibi merkezler açılarak tüm kadın ve erkeklerin ücretsiz yararlanabileceği bir hak olarak tanımlanmalı,Kamu-özel ayrımı olmaksızın,zorunlu hizmet ve üretim alanında çalışan ebeveynlere dönüşümlü ve eşit olarak ücretli izin verilmeli,Kadınlar için tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılmalı,Kız çocuklarının okullaşma oranını artıracak önlemler alınmalı,Biz inanıyoruz ki gerçek bir demokrasi, kadın erkek eşitliği sağlanmadan gerçekleşemez. Kadınların hayatın her alanında ve erkeklerle eşit haklara sahip olduğu, her türlü şiddetin ortadan kalktığı, kadın cinayetlerinin son bulduğu, çocuk yaşta evliliklerin ve çocuk istismarının olmadığı bir dünya için mücadeleyi sürdüreceğizYeryüzüne barışı, çağdaşlığı, inceliği ve sayısız güzelliği kadınların getireceğine inanıyoruz,yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü."                        

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski